GİRİŞ

Kendilik Bilinci

Gözlem / İlim / Şahitlik

Uğur Canbolat Yazıları

İSNAT DEĞİL İSPAT

AHLÂK-I HASENE erleri, isnat değil ispat ehlinin arasından çıkarlar.
Onlar kendi kabahatlerini başkalarının yönlendirmelerine isnat etmezler tersine kendilerinin kusurlarıyla yüzleşerek onların üstesinden gelerek imanî duruşlarını ispat ederler.
 

HAYAT KUR’AN İLE ANLAŞILIR

AHLÂK-I HASENE erleri hayatın tüm karmaşıklığının Kur’an-ı Kerim ile çözümleneceğine inan kişiler arasından çıkarlar. Çünkü bilirler ki, vahyin hamili olan Fahr-i Kâinat Efendimiz hayatın tüm problemlerini Kur’an ile çözümlemiştir. Her türlü yaraya O’nunla neşter atmıştır.

KENDİ MÂNÂ GEMİSİNİ İNŞA ETMEK

AHLÂK-I HASENE erleri kendi hakikatini inşa edebilenler arasından çıkarlar.
Geminin bilinmediği bir coğrafyada Rabbimizden gemi inşa etme emrini alan Hazreti Nuh’un çevrenin
tüm aşağılamasına, alaylarına, dalga geçmelerine ve laf sokmalarına hiç aldırmadan tam bir güven
içinde emre uyması gibi güzel ahlak yolcuları da bu yolu izlerler.

KALBİN HUZURU: HUŞÛ

AHLÂK-I HASENE erleri kendilerini dünya sevgi bağından kopararak kalbin huzuru olan huşûya niyet edip bunu gerçekleştirenlerin arasından çıkarlar.
Onlar tevazunun getirdiği kalbî sekinenin talibidirler. Şatafata iltifat etmezler.

YÖRÜNGEDE SABİTLENMEK

AHLÂK-I HASENE erleri yörüngesini sabitlemiş ve bunda karar kılmış insanlar arasından çıkarlar.
Onlar duygu durumlarına, içinde bulundukları olumlu veya olumsuz şartlara, nefsani ve şeytani çekimlere göre istikamet değiştirmezler. Rüzgârla birlikte savrulmazlar. 
Çıkarlarına uygun yönelimler göstermezler. 

BATIL HAKKA KARIŞAMAZ

AHLÂK-I HASENE erleri hak ile batılı birbirinden tefrik edebilmiş insanlar arasından çıkarlar. Bu iki kavram onlar için iki ayrı damar gibidir. Karışmazlar. Karışamazlar.

DOĞRU BİLGİLERİ İŞLEME KOYMAK

Bilgili olmanın hazzını ve kendisine getirdiği şerefli itibarı gördükçe bu yolda ilerler.
Zamanla küçük bile olsa çevresi genişler. 
Elde ettiği sosyal doyumu muhafaza etmek hatta geliştirmek için buna vakit ayırır.
Açısını yeni öğrendiği bilgilerle geliştirir. Söylemi değişir, ifadeleri netlik kazanır. Muhayyilesi zenginleşir.

KENDİ HAKKINI VERMEK

Kendi hakkını veremeyen elbette başkalarının da hakkını veremeyecektir. Hayatın hakkını veremeyecektir. Bu ise tam bir manevi kaos olacağından yaşamın tüm trafiği karışacaktır. Hâlihazırda olan budur zaten.

KUR’AN İLE ÇEVRİMİÇİ OLMAK

AHLÂK-I HASENE erleri iletişim konusuna önem verenler arasından çıkarlar. Çünkü hayatın tümü kendi içinde ve farklı bağlamlarda sürekli temas halinde olmayı gerektirir. Kişi ister istemez iletişim halindedir. Kimi yerde ileten kimi yerde de iletiyi alandır.

ŞAHİT VE MÜŞAHİT İLİŞKİSİ

AHLÂK-I HASENE erleri, şahit ve müşahit konusunda doğru dengeyi tutturan insanlar arasından çıkarlar. Bu mesele onlar için çok mühimdir zira hayatın kalbinde aktif olarak yer almakla eşdeğer bir durumdur.

VUKÛF-İ KALBÎ

AHLÂK-I HASENE erleri kalbine vakıf olanlar arasından çıkar. Zira kişinin kalbine vâkıf olmamasının başına türlü belalar getireceğinin idrakindedirler.

HATALI İLİŞKİLENDİRME

AHLÂK-I HASENE erleri kendisini hatalı ilişkilendirme marazından kurtarmış kişiler arasından çıkar.
Bu husus onlar için o kadar hayati ve bağlayıcıdır ki, bir an olsun akıllarından çıkarmazlar.

YÜZLEŞME KİTABINA SAHİP OLMAK

AHLÂK-I HASENE erleri iman ettikleri kitabın muhteşem bir yüzleşme kitabı olduğunun bilincine erenler arasından çıkarlar. Onlar İlahi Kitabı haşa bir nevi ansiklopedi gibi ihtiyaç halinde bakılan bir bilgi kitabı olarak gören değil her türlü yüzleşmeyi sağlayan bir bilinç kitabı olduğunun bilincindedirler.