GİRİŞ

Kendilik Bilinci

Gözlem / İlim / Şahitlik

Hatice Fahrunnisa Yazıları

EDEBİN YOKSA HÜNERİN ZİYANDIR

Bir işin içinde niyet edilmiş Hakkın rızası yoksa, hünerin olsa ne yazar. Ayrıca o durumda sahip olunan beceriye hüner denilmez çünkü hüner olumsuzluk içermez esasen. Olsa olsa buna cerbezeli bir kandırmaca denir. Ki, ziyandır.

DUYGUSAL EMEK HIRSIZLIĞI

Bedenin taşıdığı yük gözle görülür fakat bir de dilin söyleyemediği bizi içten içe yoran, yıpratan duygu yüklerimiz vardır. “Nasılsın?” sorusu sorulmaz ama cevabı beklenir.

ANNENİN GÖLGESİNDE

Dün anneler günüydü. Kimi için çok özel, kimi için sadece kapitalist sistemi besleyen sömürücü bir güç, kimi içinse acılıydı. Her evlat içinde farklı bir duygu taşıdı.  
Ne yazık ki bazı insanlar sevilmeden büyümez, görülmeden büyür

MERKEZİN YAPI TAŞLARINDAN SABIR

Sabır, zamana yayılmış bir dik duruştur. Beklemek değildir sadece .Yıkılmadan beklemektir. 
Dışarısı karışabilir. İnsanlar sırt dönebilir. Dualar gecikebilir. Hayat üstüne üstüne gelebilir. Fakat senin içinde sarsılmaz ve devrilmez bir inanç vardır ki sabır bunu gerektirir. 

MERKEZİN YAPI TAŞLARINDAN SADAKAT

Sadakat, dışarıya verilen bir söz değil içeride sapmadığın dosdoğru bir yoldur. Bu yolun ayrımlarına yönelmediğinde , önünü göremesen bile dümdüz devam ettiğinde adı sadakat olur. 

MERKEZİN YAPI TAŞLARINDAN CESARET

Doğruyu görmek başka, doğruyu yaşamak bambaşka bir şeydir. Çünkü doğruyu görmek bilgi ister. Ama doğruyu yaşamak cesaret ister. Ve şunu asla unutmamak gerekir. Doğruyu bildiği hâlde susanlar, yalanın çeperinde yaşarlar.

KENDİ KALENİ İÇERİDEN YIKMA

Her insan düşebilir. Bazen yorgun hisseder. Hepimizin zayıf anları olur. Korkabiliriz. Elimizin kolumuzun bağlı olduğunu hissedebiliriz. Bu hayatın doğasında var. Eksik ve noksan yaratılmış varlıklarız neticede bununla yüzleşemesek de.

MERKEZE DOĞRU

Merkezlenmek, içsel huzurla karıştırılan o sahte sükûnet değildir. Dağılmamış bir benliğin kendi ağırlığını taşıyabilmesidir. Rüzgâr nereden eserse essin, senin yönünü dışarısı değil, içeride kurulmuş bir hakikat terazisi belirler.

SİNSİ YANGIN VE İÇİMİZDEKİ KAVGA

Dürüst olalım. Bugün hem toplumsal hem bireysel olarak yaşadığımız tüm sorunların sebebi çoğu zaman sadece ekonomik değil, sadece siyasi değil, sadece teknolojik de değil. Bugünün en büyük meselesi köklü ahlaki çürüme.  Bu çürümenin iki ana taşıyıcısı var bana göre: fitne ve fücur. 

RAMAZANIN DÖNÜŞTÜREN ÇAĞRISI

Çünkü her sınav, sabırla yoğrulmuş bir teslimiyetle, bizi hakikate ve O'na daha da yaklaştıran bir çağrıdır.
Çünkü her sınav, bizi olgunlaştıran, sabırla ve imanla yoğrulduğumuz bir dönüşüm vesilesidir.

 
 

HAKİKAT GÜNEŞİNİN ENGELLERİ

İlk gece olgunlaşma sürecidir. Güneş ışığının yokluğudur. Hakkın ve hakikatin var olduğu ama görülemediği zamandır. Pusulasız, yönsüz hissederiz. Aklımızı kullanamayız bazen. Doğru ve yanlışı
ayırt edebilme kabiliyetimizin sınandığı bu yerde gece, hakikate hamiledir.

ALIŞKANLIK PERDELERİYLE GİZLENME

Alışkanlıklar hayatımız boyunca var olacak, düzenli ve sürekli bir biçimde kendini gösterecek. Asıl mesele düşünce ve niyetlerimizin saflığını ölçebilecek gücü kendimizde bulabilmektir.