MERKEZİN YAPI TAŞLARINDAN DOĞRULUK
MERKEZİN YAPI TAŞLARINDAN DOĞRULUK
HATİCE FAHRUNNİSA
Merkez, boş bir nokta değil, sağlam taşlarla örülmüş bir varlık halidir. Ve bu taşların her biri bir erdemle yükselir.
Bazısı bizi dimdik ayakta tutar . Doğruluk ve cesaret gibi. Sabır ve sadakat ile besleniriz. Bazısı ise bizi canlı tutar, hayat enerjimizi yüksek tutmak ve cömertlik ile.
Doğruluk, çoğu zaman dilde başlar ama orada bitmez. Bu durum sadece yalan söylememekle ilgili değildir. Yalanla örülmüş bir dünyanın içinde eğilip bükülmeden kalabilmektir.
Kendi içindeki çarpıtmalara, suskunluklara, kaçışlara rağmen “Ben buradayım” diyebilmektir. Çünkü insan, önce başkasına değil, kendine yalan söyleyerek çürümeye başlar. Ne hissettiğini görmezden gelerek , ne istediğini bastırarak, neye inanmadığını bile bile susarak…
Doğruluk bu çürümenin tam ortasında bir çekiç gibi iner: "Artık yüzleş." Çünkü doğruluk bir hakikat terazisidir.
Doğru olmak, doğrulukla yaşamak hakikatle iç içe bir varlık kurmaktır. Bir iç pusula gibidir. Her şey bulanıklaştığında, yönü o gösterir. Ama bu pusula seni hep kolay olana değil, bedelli olana çağırır. Çünkü her zaman alkışlanmaz. Doğru, çoğu zaman yalnız bırakır. Ama yine de o yol seçilmelidir. Çünkü doğru yol, Rabbine ve insanı kendisine yaklaştıran tek yoldur.
Kendi arzularını tanımadığında yalan söylersin.
Sevmediğin bir hayatı savunurken yalan söylersin. Sustukça, sırf huzur bozulmasın diye eğildikçe, kendini inkâr eder ve yalanın bir parçası olursun.
Doğruluk ise önce o inkârı yakar. Bir tür iç yangındır bu. Ama bu yangın arındırır. İçindeki bulanıklıkları, çarpıtmaları, kaçışları yakar geçer. Ve geriye seni bırakır. En çıplak, en net hâlinle.
Doğruysan, belki kaybedeceksin, sürüleceksin şehrinden. Tıpkı Peygamberimiz gibi. Belki kaybedeceksin. Yalnız kalacaksın. Yanlış anlaşılacaksın. Fakat merkezinde kalmaya devam edip dosdoğru kaldıkça medeniyeti bulacaksın Medine’nde, sürüldüğün şehri tekrar fethedeceksin sonra. Yanında dostların olacak.
Çünkü artık gerçekten neysen, onunla ayakta duruyorsun.
Doğruluk, maskeleri düşürür. Maalesef ki bizler için maskesiz yaşamak zordur. Ama işte orada başlar içsel özgürlük.
Doğruluk, merkezin ilk taşıdır. Çünkü sen eğer kendine yalan söylemeye devam ediyorsan sabır da işe yaramaz, cesaret de sadakat de.
Merkez; yalandan temizlenmiş bir benliktir. Ve bu temizlik, kendine acımadan yapılan bir iç hesaplaşmayla başlar. Doğruluk, işte o hesaplaşmadır. Kendini kandırmamaktır. Sadece doğruyu bilmek değil, doğruyu yaşamak cesaretidir.
Yorumlar