BAŞA GELEN ZORLUKLARIN RAHMET OLUŞU
Allah’ın Rahmân ve Rahîm oluşunun insan üzerindeki tecellilerinden birisi de başımıza gelen zorluklardır. Aslında bu bizim algımızla ilgilidir. Zorluk olarak gördüğümüz şeyi bu algı ile daha da zorlaştırırız. Oysa Allah, bize bunları kısa süreliğine çıkmamız için önümüze koyduğu olgunluk basamaklarıdır. Her geçtiğimiz aşamadan sonra bir başka zorluk sınavı ile karşılaşmamız bu rahmetin bir devamıdır. Zorluk imtihanı devamlıdır. Kişinin algı ve idrâkine göre yokuş inen ve çıkan bir insanda olduğu gibi değişkendir. Her zorluktan sonra birçok kolaylığın gelmesi ilahî yazgıdır. Bunu mü’min inşirâh duygusu ile hisseder.
Bu algı ile hayata ve dünyaya bakan kişi sınav metaforunu kavradığından başkalarından kendisine yönelen zorlukların muhatabının da bir sınavı olduğunu bilerek müsamahakâr davranır. Bu zor yokuşu çıkan insanın kardeşine bir merhamet davranışıdır.
Dünya imtihan dünyasıdır. Burası, öncelikle idrâk etmek sonrasında idrâke getirdiklerimizi yaşamımıza geçireceğimiz bir mecradır. Çünkü Allah bizi olgunlaşma yolunda yürütmektedir. Bunu kültürümüz kâmil insan olarak tanımlar. Bizim de hedefimiz eksiklerini tamamlayarak Peygamberimiz örnekliğinde kâmil insan olmaktır.
Kemalât olarak tanımladığımız olgunluk, başımıza çeşitli vesilelerle gelen zayıf yönlerimizi güçlendirmek, aşırılıklarımızı törpülemek, ilkellikten kurtularak duygularımızı doğru yönetmek ile mümkündür.
Zayıflıklarımızı güçlendirmek kadar benlikten uzak kalmak da önemlidir.
Güçlü yönlerimizi pekiştirmek zayıf yönlerimizi tamamlamak başa gelen zorlukların hayırlı bir sonucudur. Bunların verilme sebebi zorluktan kolaylığa ulaşma deneyiminin kazandırılmasıdır. Zarara uğrayan zarar vermez. Seven sevilir. İyilik gören iyilik yapar.
İnsanın kendisi için iyi gördüğü şeylerin iyi olmayabileceği, şer gördüklerinin ise hayır olabileceğini yüce Rabbimiz bize şöyle buyurmuştur:
“Sizin için daha hayırlı olduğu hâlde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu hâlde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.'' (Bakara, 216)
Tam zamanında ilaç gibi gelen bir yazı. Allah razı olsun.