NARSİSTİN GÖZ YAŞLARI VE BÜLBÜLLERİN SESSİZ TANIKLIĞI
NARSİSTİN GÖZ YAŞLARI VE BÜLBÜLLERİN SESSİZ TANIKLIĞI
SERKANT DERVİŞOĞLU
Aralık ayı geldi mi bir burukluk ve heyecan gelir üzerime. Hz. Mevlânâ’nın vuslat yıldönümü olduğu için, kendisinin tabiriyle Şeb-i Arûs, yani “düğün gecesi, sevgiliye kavuşma anı” diye dile getirir. Çok şükür, dostlarla bir araya gelerek kendi hâlet-i rûhiyemizle bu anı yaşamaya çalıştık. Hayat da bir yandan devam ediyor tabii. Çılgına dönmüş insanların ego patlamalarının yaşandığı bir dönemdi. Yapılan her hareketi, sahnesini sohbet etmeye çalıştığımızı zanneden insanların kontrolü kaybederek zıvanadan çıktıklarını gördük. Allah’tan sen çıkmadın küçük prens.
Sen de çıkabilirdin, çığ gibi büyüyen rezalet bir şey ortaya çıkabilirdi, Allah muhafaza. Şöyle düşünün: Siz bir yerin önde gelen, sözü dinlenen Bülbül Sevenler topluluğu asistanısın, bütün bülbüller sizden gelecek sese göre ötüyor. Bazen senkronu kaçırıyoruz ve ahenk, kimsenin anlamayacağı şekilde ufak nüanslarla sürpriz bir şekilde şaşıyor. Ama topluluğun asistanı şaşırıp farklı bir ses verdiği için diğerleri de “doğru ses verdi” diye bizim asistan çılgına dönüyor, bizim onu rezil ettiğimizi zannediyor.
Bu da yetmezmiş gibi, bu Bülbül topluluğu Asistanı bir hışımla gelerek karga gibi bağırarak, avazı çıktığı kadar “Beni rezil ettiniz!” diye bülbüllere bağırıyor. Garibim bülbüller, asistanın neden karga gibi bağırdığını anlamayıp ona boş boş bakıyorlar. Çünkü bülbüller kargaca bilmiyor.
Bülbül görünümlü karga, kendisinin bülbül olduğunu unutup karga gibi bağırdığının farkında olmadığı için bülbüllerin boş bakışlarına daha da çıldırıyor.
Şimdi kim kimi rezil etti bülbül görünümlü karga asistan? Allah için söyle.
Bazen insanlarla nasıl konuşulur, iletişim kurulur hiç bilmiyoruz. Çok basit şeyleri çözmenin o kadar kolay yolları var ki… Sen olan bitenleri garip bir şekilde düşmanca algılıyorsun; sanki şöhretine gölge düşürüyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz, anlasan. Demek ki sen gemiyi yüzdürmek istemiyorsun, gemiyi yüzdüren kaptan gibi gözükmek istiyorsun. Anlayacağın, şov peşindesin. Şovuna gölge düştüğü zannına kapılınca küplere binip ortalığı saman alevi gibi yakıyorsun. “Beni rezil ettiniz!” diye bağırıyorsun. Sen gemiyi, içindekileri, gemiyi izleyenleri, geminin sahibini rezil ettiğinin bile farkında değilsin. Unutma; çakma, gösteriş meraklısı, bülbül gibi görünen karga kaptan, geminin de bir sahibi var.
Allah bizi korusun. Samimi konuştuğu gibi olan; insancıl, sevecen, kuşatıcı, evrensel, güler yüzlü; rol kesmeyen; bulunduğu insanlık mertebesinin hakkını veren; bülbül gibi bülbül, kaptan gibi kaptan; gemidekilerin sorumluluğunu alan; her türlü hava koşuluna karşı sorumluluk üstlenen, art niyetli olmayan bir kaptan olmayı nasip etsin.
Tabii senin bu çakma hâllerin patladığının hem vicdanın hem aklıselimin farkında. Sonuçta gerizekâlı değilsin; her ne kadar duygu durum bozukluğu yaşayan bir narsist de olsan, etrafının sana haber ulaştırmasıyla birlikte durumun önemini kavradın. Yani yaptıklarının sonuçları sana ulaşınca… Çünkü bu kadar saçma hareketler ancak primitif biri yapar. Yapılabilecek en akıllıca davranış da yine primitif bir davranış olacaktı. Karmaşık oldu, toparlıyorum:
Şöyle düşün küçük prens: Bir kız çocuğu düşün; haksız olduğu ortaya çıkınca yaptıklarının yanlış ve rezil olduğunu idrak edince ve üzerine gelecek düşünceleri bertaraf etmek için, insanlık tarihinden bu yana en ilkel savunucu davranış olan ağlamakla gönülleri yumuşatıp duygularla oynama silahını ortaya attın ve durumdan kurtulacağını zannettin. Ama ne yazık ki o kadar kötü bir oyunculuk sergiledin ki, bu rezilliğine kimse inanmadı. Elbette bazıları kandı bu oyuna.
Bir insanın şunu unutmaması lazım: Biz hiçbir şeyi birileri için yapmamalıyız; referans noktamız, onaylanmamız faniler olmamalı.
O zaman sen de rezil olursun.











Yorumlar