KULLUK HÜNERİ

KULLUK HÜNERİ
UĞUR CANBOLAT

AHLÂK-I HASENE erleri hayatı hünerle yaşayanlar arasından çıkarlar. Dünyanın tüm nimetlerinden elbette helal dairesinde yararlanırlar. Kazanırlar ve infak ederler. Zekât ve sadaka hususunda dikkatlidirler. Paylaşımı yaşamın temel esası olarak kabul ederler.
Tüm bunları tabi ki hünerle yaparlar. Estetik yaşarlar. Hayata zarafet katarlar. Bu ise kişinin olanı biteni kendine bağlamayarak kibir illetinden uzaklaşması ve tevazu içerisinde kulluk çizgisinde yaşamasıyla mümkün hâle gelir.
Güzel ahlak yolcuları için en mühim ve vazgeçilmez olanı Rabbimizin istediği şirkten arınmış sahih bir imana ulaşmaktır. En önemli hüner budur zira nefis ve şeytan ile onun cerbezeli elçileri mümin kişiyi bu istikametli yolculuktan alıkoymak için kişiye özel menüler üretmektedirler. İşte bu çeldiricilere yakalanmadan vahyin bizden istediği, Fahr-i Kâinat Efendimizin örnekliğinde gördüğümüz muhteşem kulluğun izlerini şaşmadan ve şaşırmadan takip etmek en büyük hünerdir.
İmanı koruyabilmek yüksek bir beceridir. Âli bir yetenektir. Ustalık ister. Bunun için daima “İman nöbeti” tutmak ve gaflete yenilmemek icap eder. 
Salvolar ve saldırılar sadece nefis ve şeytandan gelmez. Onların pençesine düşmüş en yakınlarımız tarafından da gelir. Zaaflarımıza göre düzenlenmiş olarak gelir. Kavi imanımız, duygusal ve pratik zekâmız ile onlara karşı geliştirdiğimiz mücadele ile maharet kazanırız. 
Yüksek erdem yolcuları için deneyimlenmiş veriler mühimdir. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in mihengine vurularak test edilen bu çıktılar bizlerin kulluk hünerimizi geliştirmemiz bakımından geliştiricidir. Sebep sonuç ilişkisi kurmamızı sağlar. Bu konuda beceri kazandırır ki, kulluk bu dünyadaki en büyük beceriyi gerektiren vaz geçilmez sanatımızdır. Pîri de Efendimizdir. 
Güzel ahlâkı önceleyen inanmış insanlar için kulluk hüneri kalbin en mühim marifetidir.
Hürrem olmak buna bağlıdır. İyilik yanlısı olmak, gerçek güzellikten yana tavır koymak, hayır üzere yaşamak, tüm duygu ve düşüncelerini ardındansa davranışlarını cemal üzere şekillendirip rızaya tâlip olmak ancak böyle elde edilir. Mutluluğun ve saadetin kapısı bundan sonra aralanır. 
Kulluk hüneri üzere yaşamak akil olmakla yani Rabbimizin buyruğu olan aklı çalıştırmak, işlettirmekle mümkündür. Mümeyyizlik esastır. Kâr ve zararını ayıramamak kulluk hünerine mâni olur. Kur’an’ın “Furkan” özelliğini kendi üzerimizde işleterek faruk olmadan hüner sahibi olamayız. Çünkü zaviyemiz yani vahye dayalı bir açımız olmaz. Perspektif yoksunluğu demektir bu. 
Güzel ahlak yolcuları ilahi buyrukların sunduğu ölçülerle bir terkip oluşturur. Bunu kalbiyle ve iman heyecanıyla ahenkleştirir. Kazandığı bu niteliklerle yapıp ettiği her eylemde hünerini ortaya koyar. 
Ey hakikat yolunun kulluk hünerini esas alan hürrem olmuş bahtiyar yolcusu!
Hüner, selim bir iman ile olur.
Hüner, aklı Rabbimizin emri ve rızası istikametinde çalıştırarak elde edilir.
Hüner, kalbî selim ile kazanılır.
Hüner, adalet terazisini doğru işletmekle mümkündür.
Hüner, hikmetin yanlışı engelleyici ve doğruyu billurlaştıran yanını fark edip işlettirmekle yakınlaştırılır.
Hüner, zaman ve mekân bilincine ulaşmaktır.
Hüner, hayatın merkezine Allah’ı almaktır.
Unutmamalısın ki, hüner vahiy ve Efendimizin sünneti lüzum edince kullanılacak hayatın kenar süsü değildir. Kulluk hünerine hayat ayrı din ayrı düşüncesiyle ulaşılamaz. Akıl başka, kalp başka fikriyle elde edilemez. Dünya ile ahireti birbirinden bağımsız algılamakla erişilemez. 
Kulluk hüneri diri bir şuurla olur. Güçlü bir irade gerektirir. Sahih bir duyarlılık yani ihlası icap ettirir. Basiretle bakmayı zorunlu kılar. Sorumluluk bilincini mecburiyet tahtına çıkarır. Dolayısıyla mazeretlere sığınmayı doğru bulmaz. Kabahati başkalarına yüklemez. Yaratılış misyonunu motivasyonu haline getirir. Eğer sen de güzel ahlak yolcuları gibi hakikat yolunda mesafe almak istiyorsan teslimiyetini gözden geçir ve şevkini aşkla tazele. 
Ki, kulluk hüneri iman, ikrar, şevk ve kararlılıkla mümkün olur ancak!
Ezcümle, hüner şirkten arınmış kalple kabre girmek ve haşirde yaratıcımıza karşı utanmamaktır.
 

Yazıyı Beğen :     0
Paylaş :