TEGAFÜL

TEGAFÜL ETMEK
UĞUR CANBOLAT

AHLÂK-I HASENE erleri nerede tegafül edip etmeyeceğini bilen insanlar arasından çıkarlar.
Bu husus onlar için o kadar belirleyicidir ki asla ıskalamak istemezler.
Nefsin ve şeytanın hileli entrikaları ile kendi hatalarını görmemezlikten gelmemesi lazım gelirken kişinin gönül gözünü perdeleyerek şahsı hakkında gaflete düşürür. 
Kendi hatalarını ya tamamen görmezlikten gelmesini temin eder veya onları bir toz zerresi kadar küçük göstererek üzerinde durmamasını sağlar.
Böylece zamanla bu minik gibi gösterilen hatalar büyür ve kartopu gibi yuvarlanarak devasa boyutlara ulaşarak kişinin iman dikkatini aşındırır.
İlk anlarda tepki duygusu canlı iken bu tertip sayesinde artık onlarla bir ünsiyet peydah olur ve eskiden gösterdiği dik duruşu, karşı olma hissini tamamen dumura uğratır.
Eğer süreçte duruma uyanarak lazım gelen tedbirleri alarak mücadeleye girişmezse sonunda teslim bayrağını çekmiş olur.
Şeytan zamanla çoğalan bu kusur ve hataların günaha dönüşmesini olduğundan daha fazla göstererek kişinin tegafülünden yani görmezden gelmesinden istifade ederek mücadele azmini kırar ve başaramayacağı hissini güçlü şekilde pompalar.
Kişi artık nasılsa bu kadar günahın içine gark oldum, bundan sonra ne yapabilirim acizliğine düşer ve karşı koyma isteği ile azminin gücü yok olur.
Güzel ahlak yolcuları nefsin ve şeytanın bu gürültülü yaygarasına teslim olmamak için direnir.
Kur’an-ı Kerim’den destek alır.
Allah’ın rahmetinden ümit kesmenin kendine yakışmayacağını Sevgili Peygamberimizin uygulamalarından kavradığı için çarpıtmayı görür ve bu vartaya düşmez.
Mücadele etme yolunu tercih ederek gayretini yoğunlaştırır.
İşte tam burada şeytan ve nefis orduları başka bir hileyi devreye sokar. Yüksek erdem yolcuları şeytanın bu sıralı numaralarını bildiği için vahye yaslanarak bunları bertaraf eder.
İkinci hile kişinin kendi günahlarını bilmezlikten gelmesini temin ettikten sonra yani bundan tegafül etmesini sağlamanın ardından hiç vakit kaybetmeden başkalarının hata ve kusurlarına onu odaklar.
Kendisinde bunların bin beteri varken onlara gözünü yuman kişi başkalarının minik kusurlarını habbeyi kubbe yaparak büyütür.
Onlar üzerinden yorumlar yapar. İnsanları tanımlar. Bu hatalar üzerinden ötekileştirir.
Yani kendinde görmediklerini başkalarında görmeye başlar ve büyük bir şehvetle onları köpürtür. Bundan marazi bir zevk almaya başlar ve devam ettiğinde bağımlılığa evrilir. 
Nefis ve şeytanın istediği de tam olarak budur zira kişi başkalarının hata ve kusurlarına odaklandıkça giderek kendisinden tegafül eder.
Gafletin yastığına başını koyar ve kendisi üzerinde düşünmeyi, murakabe yapmayı bırakır.
Kasten kendinden gafil olma halini güzel ahlak yolcuları asla onaylamazlar.
Çamura yatarak başkalarını suçlamazlar ve kendi kusurlarına yönelerek nefis muhasebesi yaparlar.
Kendi mahkemelerini kurar ve Rabbimizin vahiyle koyduğu ilkeler üzerinden ifrat ve tefritten azade olarak adaletle hükmederler.
Ey hakikat yolunun kendine tegafül etmeyen yolcusu!
Başkalarının kusurlarına ibret almanın dışında odaklanma. 
Onların hatalarını kabartıp köpürtme.
Bunları konuşup başkalarının diline düşürerek alenileştirme.
Eğer sende güzel ahlak yolunda ilerleyip mesafe almak istiyorsan başkalarının hataları üzerinden kendine yücelik elbisesi biçme. Sınanmadığın mevzular üzerinden ahkam keserek nefsin kapanına yakalanma. Dilini ve kalbini başkalarının günahları hususunda tut.
Tut ki, kendi günahlarına yönelip onları tespit ederek mücadele edebilecek vaktin olsun.
Enerjini dışarıya yöneltip harcarsan eğer kendinden tegafül edersin.
Güzel ahlak yolcuları için kendine gafil olup başkasına ârif olmak kabul edilebilir bir tutum değildir.
Unutma ki; kendi günahlarından kendini maskelemen o günahlardan âri olduğun anlamına gelmez.
 

Yazıyı Beğen :     0
Paylaş :