ÖFKE KONTROLÜ

ÖFKE KONTROLÜ
SEVGİ KELEŞER 

Toplanın canım kadınlar. Bir şey diyeceğim size. 
“Nasılsınız” diye sorsam.
Dışınıza değil ama, içinize soruyorum.
Kalbimden kalbinize soruyorum.
Nasılsınız?
Bu aralar öfke kontrolü ile ilgili sorunlar yaşayanlar gelsin hele yamacıma.
Stres alanlarımız değişti. Benliğimiz ile ilgili değişimler yaşadık. “Güçlü Kadın” diye bir kavram girdi hayatımıza.
Kendilik bilincimiz ve yaşam önceliklerimiz ile ilgili değişimler yaşadık. Stres ya da baskı altındayken kendimize dair algılarımızın değiştiğine şahit olduk. Kendimizi ihmal ettiğimizi gördük. Kendi yaşam önceliklerimize daha fazla vakit ayırmaya başladık.
Sosyal ilişkilerimizde değişimler yaşadık ve yaşıyoruz. Sosyal çevremiz ve bu çevremiz ile kurduğumuz ilişkilerimiz değişti. Tanımlı tanımsız bir sürü ilişki içinde bulduk kendimizi. Kimimiz bu değişime ister istemez direnç gösterdi ve stres alanlarımız çeşitlenmiş oldu.
İnsan olarak duygusal varlıklarız. Bakmayın şimdilerde çok fazla “duygusuz” insan protipi artmaya başladı; ama onların ki korkudan, kendilerini koruma içgüdüsü zannından.
Kanımca doğru mu?
Hayır!
Duygularımız olacak, olmalı da… Olumlu olumsuz her türlü duygu durumu olabilir, olmalı ki biz dengeyi bulalım.
Kadınlar açısından baktığımızda, başkalarının duygusal ihtiyaçlarına sürekli bakım vermek gibi bir misyonu üstlenme zaafiyetini açığa çıkarabiliyoruz.  Böyle davranarak kendi içimizdeki alma-verme dengesini bozuyoruz. Hem kendimizin hem de karşımızdaki kişinin.
Bu neye neden oluyor?
İçten içe bir öfkeye sebep oluyor.
Eğer bu öfken kendi içsel nefsimizden ya da ego dan kaynaklanıyorsa orda dikkat kesilmeliyiz. Çünkü bu öfke genellikle şiddete yol açar. Kendimizi değersiz, aşağılanmış ve güvensiz hissettiğimizden dolayı kendimizi korumak için saldırganlaşırız. Burada öfke kontrolüne sahip olmak biz kadınlara sağlıklı iletişim kurabilmeyi kolaylaştırır. 
Bir de “sağlıklı öfke” denen bir olgu var. Buradaki öfkenin kaynağı nefsten değil, evrensel bir değerden kaynaklanıyor. Buradaki öfke kendi çıkarımıza dikkat çekmiyor, ahlaki bir değere dikkat çekiyor. İşte bu öfkeyi kontrol etmeye ya da bastırmaya çalışmayın! Çünkü bu, içsel adaletimizin korunması için var. Kendi dengemiz için var.
Ama biz kadınlar ne yapıyoruz?
“Sağlıklı öfke” denen bu duygu durumunu bastırabiliyoruz.  Hayal kırıklığına uğratmamak adına..

Sorumluluklarımızla kendimizi o kadar özdeşleştiriyoruz ki; insanların duygularından sorumlu olduğumuza ve onları hayal kırıklığına uğratmamamız gerektiğine dair derin bir inancı ölesiye sahipleniyoruz.
Ahh ! Canım Kadınlar…
Sarılın şöyle bir kendinize. Yalnız değilsiniz.
Bendeniz, Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlamak üzere 29 Ekim’de Ankara da olmayı arzu ediyorum. Çünkü BAĞIMSIZLIK EVRENSEL BİR DEĞERDİR!
Sevgi yle
 

Yazıyı Beğen :     0
Paylaş :